Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | tıraş etmek | cut f. | ||
I don't cut her hair. Onun saçını tıraş etmem. More Sentences |
||||
Genel | tıraş etmek | shave f. | ||
Racing cyclists shave their legs. Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | tıraş etmek | shave f. | ||
Sami shaved his lower region. Sami alt bölgesini tıraş etti. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | tıraş etmek | barber f. | ||
Genel | tıraş etmek | trim f. | ||
Genel | tıraş etmek | razor f. | ||
Genel | tıraş etmek | skive f. | ||
Technical | ||||
Teknik | tıraş etmek | shear f. | ||
Printery | ||||
Matbaa | tıraş etmek | cut flush f. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | tıraş etmek | raze f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | tıraş etmek (sakalı/kılları) | shave off f. | ||
Why did you shave off your beard? Neden sakalını tıraş ettin? More Sentences |
||||
Genel | başın tepesini tıraş etmek | tonsure f. | ||
Genel | koltuk altlarını tıraş etmek | shave one's under-the-arms f. | ||
Genel | bacaklarını tıraş etmek | shave one's legs f. | ||
Genel | başın tepesini tıraş etmek | shear [obsolete] f. | ||
Technical | ||||
Teknik | (taşı) şekillendirmek için tıraş etmek | draw f. | ||
Slang | ||||
Argo | cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek | manscape f. | ||
Argo | cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek | manscap f. |